Kabızlık Kader Değil

Kabızlık Kader Değil

Kabızlık ve idrar kaçırmaya iyi gelen tedaviler ? Uzmanlar kabızlık ve idrar kaçırmayı tedavi eden yöntemler hakkında bilgi verdi. Kabızlık, İdrar Kaçırma, Aktif Mesane Sendromu Kabızlık, idrar kaçırma, aktif mesane sendromu, gaita kaçırma veya pelvik organ sarkması gibi sorunlar pek çok insanda görülüyor. Özellikle kadınlarda doğum sonrası yaşanan idrar kaçırma gibi problemler günlük hayatı olumsuz [...]

kabızlık ve idrak kaçırma

Kabızlık ve idrar kaçırmaya iyi gelen tedaviler ? Uzmanlar kabızlık ve idrar kaçırmayı tedavi eden yöntemler hakkında bilgi verdi.

Kabızlık, İdrar Kaçırma, Aktif Mesane Sendromu

Kabızlık, idrar kaçırma, aktif mesane sendromu, gaita kaçırma veya pelvik organ sarkması gibi sorunlar pek çok insanda görülüyor. Özellikle kadınlarda doğum sonrası yaşanan idrar kaçırma gibi problemler günlük hayatı olumsuz etkiliyor. Doğum yapan, sigara kullanan veya obezite sorunu yaşayan kişilerde tuvalet sorunları daha sık ortaya çıkıyor. Sadece kadınlarda değil erkeklerde de görülen bu problemler, pelvik taban rehabilitasyonu ile tedavi edilebiliyor. Pelvik taban kasları; üroloji, kadın hastalıkları ve doğum, fizik tedavi ve rehabilitasyon, genel cerrahi, nöroloji ve gastroenteroloji bölümlerinin yer aldığı multidisipliner bir yaklaşım ile rehabilite edilebiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Ediz Altınlı, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Ümit Dinçer ve Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu “Pelvik Taban Hastalıklarında Güncel Bakış ve Yaklaşım” başlıklı toplantıda konu ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Anadolu’da doğum yapmış kadınlarda sık ortaya çıkıyor

Prof. Dr. Ediz Altınlı tuvalet alışkanlıklarını değiştirerek kişinin yaşam kalitesini düşüren pelvik taban problemlerinin tedavisinde özellikli teknolojilerinin kullanıldığını aktardı. “Tuvalet problemleri Türkiye’de özellikle Anadolu’da çok sayıda doğum yapmış kadınlarda daha sık ortaya çıkmaktadır. İdrar kaçırma, büyük abdest kaçırma, kabızlık ve büyük abdesti yapamama da Pelvik taban hastalıklarının alanına girmektedir. Tedavisi de multidisipliner yaklaşımlarla yürütülmelidir. Makat bölgesi ya da üriner sistemle ilgili sorunlarda yani idrar veya büyük abdest kaçıranlarda ya da tam tersi idrarını- büyük tuvaletini yapmakta zorlananlarda rehabilitasyon tedavisine başlanmaktadır. Rehabilitasyon öncesi Anal Manometre denilen bir uygulama ile hastalığın boyutu ve tedavi şekli belirlenmektedir. Tuvalet yapılan yani pelvik bölgedeki kasların basıncı, bölgenin hacmi, duyarlılığı, refleksleri gibi kasılma ve gevşeme parametrelerini ölçen bir makine ile hasta kontrol edilmektedir. Genel cerrahi bu noktada eğer hastanın durumu müsaade ediyorsa cerrahi süreci başlatabilir. Ancak eğer daha önce de pelvik bölgesinden ameliyat olduysa, süregelen ameliyatlar varsa veya yaşı, genel durumu uygun değilse bu noktada pelvik taban rehabilitasyonuna yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu hastaya önemli fayda sağlayacaktır.”

Rehabilitasyonun amacı kasları harmonik bir şekilde çalıştırmak

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Ümit Dinçer, Pelvik taban rehabilitasyonu ile ilgili şu bilgileri verdi: “İdrar kaçakları, gaz kaçakları, çocuklardaki idrar kaçakları, kabızlık, anal veya pelvik bölge ağrısı, organ sarkmasıyla gelen hastalarımız ameliyat öncesi dönemlerinde, cinsel işlev bozukluklarına sebep olan vajinismus veya disparoni denilen problemlerde erişkinlerde de idrar ve gaita problemlerine Pelvik Taban Rehabilitasyonu ile tedavi uygulanabilmektedir. İdrar kaçırma ve kabızlık gibi sorunlar bazen cerrahi girişimlere ihtiyaç gösterebildiği gibi bazen de gerek olmamaktadır. Pelvik tabanın güçlendirilmesi, karın kaslarının, diyaframın, bel ve karın ön duvarı kaslarının güçlendirilmesi ve onların harmonik bir şekilde çalıştırılması, istenilen kasının öğretilmesi gibi durumlar kullanılarak idrar kaçırma veya kabızlığın cerrahisiz tedavisi gerçekleştirilebilmektedir. Çok ileri vakalarda ya da cerrahiden daha çok fayda görecek vakalarda öncelik operasyonla sistemin düzeltilmesi sonrasında rehabilitasyon sürecine geçilmesi şeklinde bir tedavi yöntemi geliştirilebilmektedir.”

Toplumun büyük bir bölümü utandığı için hastalığını dile getirmiyor

Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, günümüzde özellikle büyük kentlerde stresli ortamlarda insanların tuvalet alışkanlıkları değiştiği gözlemlendiğini ifade ederek açıklamasında şu görüşlere yer verdi. ”Fizyolojik pozisyon dışkılamada önem taşımaktadır. Alaturka dediğimiz çömelerek yapılan dışkılamada belli bir basınçla daha rahat bir dışkılama gerçekleşmektedir. Oturarak yapılan dışkılama yönteminde de ayak altına yükseltici bir basamak oluşturmak da rahatlamaktadır. Su tüketimi, lifli gıdaların tüketimi kabızlıkta ve bu gibi problemlerde bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bir sindirim sistemi ve koordinasyonla çalışmaktadır. Bozukluklar meydana geldiğinde dışkı bağırsak içerisinde uzun süre kalabilmekte ve hastalara sorun yaşatabilmektedir. Hastalarda sürekli tuvalet yapma ihtiyacı, rahat dışkılayamama, tuvalette uzun süre kalma ihtiyacı gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Toplumda çok konuşulmasa ve böyle konulardan utanılsa da aslında hem kadınların hem de erkeklerin büyük bir bölümünü etkileyen sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Farklı muayene metotlarıyla tanı konulduktan sonra hastaya cerrahi bir işlem mi yoksa pelvik taban rehabiltasyon bölümüne mi yönlendirileceğine karar verilmektedir”

Pelvik taban hastalıklarına dair güncel konular konuşuldu

Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde ev sahipliğinde düzenlenen “Pelvik Taban Hastalıklarında Güncel Bakış ve Yaklaşım” konulu multidisipliner bilimsel toplantı 100’den fazla katılımcıyla gerçekleştirildi. Farklı hastanelerden gelen branşında uzman hekimlerin yanı sıra Fransa Centre Hospitalier de Bagnols sur Ceze’den gelen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı – Pelvik Taban Eğitmeni Dr. N’Dongo Abdallahi, pelvik taban hastalıklarında güncel yaklaşımları ve tanı öncesi ölçümlemeye dair bilgiler verdi. Prof. Dr. Ediz Altınlı başkanlığında gerçekleşen oturumlarda, Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, Prof. Dr. Ümit Dinçer ve Doç. Dr. Ersan Eroğlu da konuşama yaparak bilgilerini aktardı. (BSHA Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)