"Meme kanseri hastaları tedaviden sonra anne olabilir"

"Meme kanseri hastaları tedaviden sonra anne olabilir"

Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Bozdağ, "Meme kanseri teşhisi konulan kadınlar gelişen teknoloji ve yöntemler sayesinde sağlığına...

İSTANBUL, (DHA)- Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Bozdağ, "Meme kanseri teşhisi konulan kadınlar gelişen teknoloji ve yöntemler sayesinde sağlığına kavuşurken onkolojik tedavileri tamamlandıktan sonraki süreç için anne olma şanslarını da koruyabilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu hastanın yumurtalık kapasitesini azaltabilecek tipte bir kemoterapi ve radyoterapi almadan önce bekar ise yumurtasını evli ise embriyosunu dondurmasıdır" dedi.

Bahçeci Tüp Bebek doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Bozdağ, meme kanseri hastalarının tedavisine ve anne olma ihtimallerine yönelik açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Bozdağ, "Kanser tedavisinde alınan kemoterapi ve radyoterapi kadın üreme sağlığını doğrudan olumsuz etkileyerek yumurta rezervini düşürebilmektedir. Bu sebeple annelik hayali olan ve kanser tedavisi görecek kadınlar için kemoterapi- radyoterapi öncesi mutlaka yumurta ya da embriyolarını dondurmak açısından üreme sağlıklarını korumaya yönelik danışmanlık almalarını önermekteyiz. Tedavileri tamamlanan hastalar sağlığına kavuştuğunda kendilerini takip eden medikal onkologların da onayıyla hamilelik planlayabilir. Dondurdukları yumurta ve embriyoları sayesinde yüksek gebelik oranları elde edilir" diye konuştu.

KEMOTERAPİ VE RADYOTERAPİ ÖNCESİ YUMURTA YA DA EMBRİYONUN MUTLAKA DONDURULMASI GEREKİR

Embriyonun kullanım hakkının çiftlere, yumurtanın kullanım hakkının ise kadına ait olduğunu aktaran Prof. Dr. Bozdağ, "Türkiye Kanser Daire Başkanlığı'nın 2021 verilerine dayanarak Türkiye'de her yıl yaklaşık 15 bin kadın meme kanseri tanısı almaktadır. Bir kadının yaşamı süresince meme kanserine yakalanma riski yaklaşık yüzde 13'tür. En önemli belirtisi ve risk faktörleri memede ele gelen kitledir. Daha önce fark edilen bir kitlenin büyümesi de önemle dikkat edilmesi gereken bir konudur. Çoğunlukla belirti vermeyen meme kanserinde meme ultrasonuyla, mamografiyle bazen de MR'la hastanın taranması gerekmektedir. Semptomlar ortaya çıkmadan hastalığın teşhisinin konulabilmesi için rutin takiplerin mutlaka yaptırılması gerekir. Meme kanseri teşhisi konulan kadınlar tedavi sonrası için anne olma şanslarını koruyabilirler. Buradaki en önemli faktör hastanın tanı yaşı, hastalık evresi ve planlanan kemoterapi ve radyoterapinin olası yumurtalık rezervi üzerine etki büyüklüğüdür. İleri yaştaki hastalarda etkilenme daha fazla olacağından bekar hastalarda genelde yumurta dondurma, evli çiftlerde ise yumurta veya embriyo dondurulması şeklinde gerçekleşir. Embriyonun kullanım hakkı çiftlere aittir, yumurtanın kullanım hakkı ise kadına aittir. Dondurulan yumurta ve embriyolar teknik olarak sonsuza kadar saklanabilir. Yumurta ve embriyoların dondurulması işleminde tüp bebek tedavisindeki yumurtalık uyarımına benzer bir uyarım dönemi vardır. Bu dönem 10-12 gün civarında seyretmektedir. Meme kanseri olan hastalarda standart tüp bebek tedavisinden farklı olarak onların östrojen seviyelerini düşük tutucu birtakım ilaçlar da tedavi protokollerine eklenmektedir. Bu ilaçlar östrojen seviyesini düşük tutmakla birlikte hastadan elde edilen yumurta sayısını olumsuz etkilememektedir. Bu şekilde uyarılan hastalarda hastalığın tekrar nüksetmesi açısından bir olumsuzluğa rastlanmamıştır. Dolayısı ile meme kanseri teşhisi alan hastalarda kemoterapi ve radyoterapi öncesi tüp bebek yöntemleriyle yumurta toplanması ve dondurulması; embriyo elde edilerek dondurulması güvenli bir yöntemdir" ifadelerini kullandı.

KANSER TEDAVİSİ TAMAMLANAN KADINLARIN GEBELİK PLANLAMASINA HASTALIĞIN TAKİBİNİ YAPAN ONKOLOG KARAR VERİR

Prof. Dr. Bozdağ, "Kanser tedavisi tamamlanan bir hastanın ne kadar süre sonra hamile kalmaya ve anne olmaya hazır olduğu medikal onkologların karar vermesi gereken bir durumdur. Hastanın takip edilen tetkiklerinde herhangi bir ilerleme saptanmamış ise o hastalar için gebeliğe izin verilebilir. Bu süre genellikle 2 yıl kadardır ancak hastalığın evresine, gidişatına ve bazı belirteçlere göre uzayabilir ve son olarak mutlaka medikal onkologların vermesi gereken bir karardır. Kanser tanısı alıp yumurta ya da embriyosunu dondurmadan kemoterapi-radyoterapi gören hastalarda yumurta rezervleri çok azaldıysa, menopoz sürecine girildiyse çocuk sahibi olma ihtimalleri düşüktür. Eğer hasta kemoterapi aldığı yaşlarda gençse, ilk bakılan yumurtalık rezervi iyi ise alacağı kemoterapi rejimine bağlı olarak da olumsuz etkilenme daha az olabilir. Bu durumda tedavi sonrası kendiliğinden gebelik şansı olacaktır. Ancak hastalar her ihtimale karşı onkolojik tedavileri öncesine üreme sağlığını korumaya yönelik girişimlerde bulunup yumurta ya da embriyolarını dondurmuşsa tedavi süreci tamamlandıktan sonra takip süresince herhangi bir olumsuzluk saptanmamış ise ve medikal onkologları tarafından onay alındıysa dondurulan yumurta ve embriyoların transferlerinde başarı oranları oldukça yüksektir. Bu noktada kadının yaşı da başarıyı etkileyen önemli faktörlerden biridir. Kadın hasta ne kadar erken yaşta dondurma işlemini gerçekleştirirse ileride hamile kalma şansı da o kadar yüksek olacaktır. Özellikle 35-40 yaşından önce yumurta ya da embriyo dondurma işlemi gerçekleştirilen hastaların anne olma şansları oldukça yüksektir. Meme kanseri tedavisinde geçirilmek durumunda kalınan cerrahi operasyonun ise yumurta kalitesi veya yumurta rezervi üzerinde olumsuz hiçbir etkisi yoktur" dedi.

DONDURULAN YUMURTA VE EMBRİYOLAR -196 DERECEDE SAKLANIR

Tedavi genellikle adetin 2 veya 3'üncü günü başladığını söyleyen Prof. Dr. Gürkan Bozdağ, "Yumurta dondurma işlemi için kadınlarda yumurtalıkların hormonlar ile uyarılarak büyütülmesi ve sonrasında toplanılması gerekmektedir. Tedavi genellikle adetin 2-3'üncü günü başlar ve yaklaşık 12-15 gün sürer. Toplanan yumurtalar laboratuvarda vitrifikasyon adı verilen özel yöntem kullanılarak dondurulur ve ileri bir tarihte kullanılmak üzere saklanır. Bu süreçte hastaya adetinin 2. günü yumurtalık uyarıcı hormon ilaçları verilir ve normalin üzerinde yumurta üretmesi sağlanır. Takip sürecinde hasta merkeze birkaç kez gelir. Her kontrolde muayene yapılır, hormon düzeylerine bakılır ve bu bulgulara göre ilaç dozları ayarlanır. Yumurtaların büyüklüğü istenilen düzeye ulaştığında yumurta toplama işlemi vajinadan, bazı durumlarda da karından ultrason eşliğinde bir iğne ile yapılır. Bu işlem genel anestezi altında ağrısız olarak yapılmakta ve yaklaşık 15 dakika sürmektedir. Hasta 2-3 saat içerisinde taburcu olmakta ve günlük hayatına devam edebilmektedir. Yumurtalar vitrifikasyon tekniği ile su kristalleri oluşmadan dondurulur. Dondurulan yumurtalar ve embriyolar -196 derecede sıvı azot tanklarında saklanır. Gebelik planlandığı zaman, başvuran hastanın yumurtaları çözdürülür ve tüp bebek işlemine başlanır. Embriyo donduran hastaların da uygun gün ve zamanlamayla embriyo transferi planlanır. Yumurta ve embriyo dondurmanın etkin ve güvenli yapılabilmesi için bu hizmeti veren merkezin deneyimli ve teknolojik altyapısı güçlü bir embriyoloji laboratuvarının olması gerekmektedir. Vitrifikasyon tekniğinin başarılı olması için doğru uygulama çok önemlidir" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı