Finans konusunda ne kadar fazla bilgi sahibi olursanız buna paralel olarak, elinizdeki parayı, daha akıllıca kullanabilirsiniz. Sadece zenginler, tacirler, yöneticiler vs. için değil, eline bir şekilde para geçen her insanın finansal okuryazar olması gerekir.
FİNANSAL OKURYAZAR OLMAK NEDEN ÖNEMLİDİR?
Finansal okuryazarlık, yukarıda da ifade edildiği gibi, sadece şirketler, zenginler, borsada işlem yapanlar, yöneticiler vs. için değil, gündelik olarak alışveriş yapan veya eline bir şekilde para geçen her insan için önemlidir. Dolayısıyla her insan gerek yaşadığı ülke gerekse oturduğu mahalledeki ekonomiyi bilmeli ve gelirlerini buna göre planlamalı ve plan dahilinde harcama yapmalıdır. Ekonomiyi iyi takip eden kişi mevcut maddi gerçekliklerini değerlendirir ve geleceğini, harcamalarını buna göre planlama becerisi kazanır. İnsan kazandığı bu beceriyle, maddi varlıklarını, bütçesini, harcamalarını, daha kapsamlı yönetebilir.
En basiti ve en temeli, ailede ev ekonomisini yöneten eş/anne dahi bulunduğu ülkenin ekonomisini, oturduğu mahallenin piyasa fiyatlarını bilip takip ederse gerek kendi gerekse evinin ihtiyaçlarını karşılarken hesabını yapar ve buna göre harcama planı oluşturur. İyi bir finansal okuryazar olan kişi elindeki parayla ihtiyaçlarını karşılamanın yanında, birikim veya yatırım dahi yapabilir.
Elinize geçen parayı ne kadar doğru değerlendiriyorsunuz? Gelir-giderlerinizi kontrol altına alma konusunda ne kadar başarılısınız? Kredi kartı ekstrenizi ne sıklıkla kontrol ediyorsunuz? Ülke ekonomisini düzenli olarak takip edebiliyor musunuz? Gündelik harcamalarınızdan tutun da yaptığınız veya yapacağınız büyük yatırımlara kadar, tüm ekonomik faaliyetlerinizi, ülke ve bölge ekonomisini de göz önünde bulundurarak planlamak ve yönetmek için finansal okuryazar olmalısınız. Ayrıca ekonomik faaliyetleri takip etmek zor değildir. İşe temel kavramları öğrenerek başlayabilir ve zamanla kendinizi geliştirebilirsiniz.
FİNANSAL OKURYAZARLIK KAPSAMINDA TEMEL KAVRAMLAR
Finansal okuryazarlık denince akla her ne kadar karmaşık kavramlar gelse de öncelikle her zaman duyulan ama anlamlarına tam olarak hâkim olunmayan bazı kavramları, aile ekonomisi kapsamında açıklayalım.
Gelir: Basit olarak aile içine giren her türlü kazancı (maaş, kira geliri, yatırım geliri vs.) ifade eder.
Gider: Aile içinden çıkan her türlü harcamayı (fatura, tatil, yakıt vs.) ifade eder.
Bütçe: Planlanan gelir-giderin oluşturduğu belirli bir döneme ait hesaptır.
Birikim: Ailenin yatırım yapmak için biriktirdiği maddi ve manevi her türlü bilgi, beceridir ve kazançtır.
İhtiyaç Yönetimi: Ailenin beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlarından tatil yapma gibi sosyal ihtiyaçlarına kadar her türlü gereksinimini doğru bir şekilde kategorize ederek planlamasını ifade eder.
Borç Yönetimi: Ailenin yeni bir ihtiyacının karşılanması için elindeki varlığını değerlendirip bütçesine göre göze aldığı borçların yönetimini ifade eder.
Tasarruf: Ailenin zorunlu ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra gelecek için kenara koyduğu birikimleri ifade eder.
FİNANSAL OKURYAZAR OLMAK BİZE NE KAZANDIRIR?
* Finansal okuryazar olmak, her şeyden önce dünyaya geniş bir açıdan bakmamızı sağlar. Finans bilgisine sahip olan insan bütçesini bilir, bütçesine göre yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkına varır, farklı bir ülkede benzer işi yapan kişi ile kendisini karşılaştırarak, kazancını ve harcamalarını küresel çapta değerlendirme imkânı bulur.
* Kazanç ve harcamalarımızı daha doğru bir şekilde yönetebiliriz, yatırımlarımızı finansal hedeflere ulaşmak için daha akıllıca yapabiliriz.
* Bir plan dahilinde harcama yapma becerisi kazandırır. Gerek aile bütçesi gerekse şirket bütçesi düşünüldüğünde yapılacak plan, gözden kaçan harcama kalemlerini takip etmeyi ve gereksiz yapılan/yapılacak harcamaları azaltmayı/kesmeyi sağlar.
* Finansal okuryazar olan insan elindeki maddi kaynaklarını gerçekçi olarak değerlendireceğinden dolayı, kendisine mantıklı ve tutarlı hedefler koyar. Ulaşamayacağı hedeflerden kaçınır.
* Birikimlerimizi değerlendirirken hangi finansal enstrümanları (altın, döviz vs.) kullanabileceğimizi, hangilerinin bize daha uygun olduğunu öğretir. Bu kapsamda finans bilmek, yatırım yapmadan önce yatırım yapılacak enstrüman hakkında gerekli bilgiyi edinmek için başvurduğumuz kaynakları (yatırım danışmanı, ekonomist vs.) daha iyi anlamamızı sağlar.
* Finansal okuryazarlık sayesinde yapılan doğru harcamalar, ekonomimizi sürekli iniş-çıkışlardan kurtarır ve istikrar sağlar.
* Zorunlu olarak yaptığımız harcamaların (vergi, harç vs.) akıbetini bilmemizi ve herhangi bir değişiklik olduğunda, fark etmemizi sağlar.
* Dünya çapında yaşanan herhangi bir gelişme veya krizin, dünyayı ve ülkemizi ne ölçüde etkilediğini görmemizi sağlar. Örneğin, son birkaç yıldır yaşanan Covid-19 salgınının dünya ve ülke ekonomisine etkilerinin neler olduğunu, ülkelerin salgının olumsuz etkisinden kurtulabilmek için ne tür girişimlerde bulunduğunu ve hangi ülkenin ne tür hamlelerle bu krizden kurtulabildiğini veya hangi ülkenin aldığı önlemlerinin yetersiz olduğunu ve ne tür önlemlerle krizin aşılabileceğini finansal okuryazarlık çerçevesinde inceleyebiliriz.
* Finansı bilme ve doğru okumanın bir diğer faydası da ülke ekonomisine yapılan katkıdır. Gereksiz harcamalardan kaçınılması ve doğru zamanda doğru kaynaklarla doğru yere yapılan harcama ve yatırımlar ülke ekonomisine katkı sağlar. Gereksiz harcamalardan kaçınmak tasarruf yapmayı da sağlar.
* Küçük yaştaki çocuklar dahi, öncelikle ailede başlayan finansal eğitim ile yetiştirilmelidir. Basit bir örnek verecek olursak, eve alınması düşünülen bir kanepede, en küçük çocuğun dahi fikri alınmalıdır. Bu kapsamda aile ekonomisini görüşmek üzere her hafta/ay ortak olarak belirlenecek bir günde toplantı yapılabilir. Aile ekonomisini yöneten kişi, ailenin sahip olduğu ekonomik bilançoyu (o anki durum) anlatır ve toplantıdaki herkes sırasıyla gelecekte alınması planlanan yeni bir araba/ev veya gidilecek tatil konusunda fikirlerini aktarır. Bu doğrultuda ailenin ekonomisi şeffaf bir şekilde değerlendirilir ve ortak bir kararla gelecek planlaması yapılabilir.
Sonuç olarak, en küçüğünden en büyüğüne, en gencinden en yaşlısına kadar her insanın mutlaka finansal okuryazar olması gerekir. Hem kendisi hem ailesi hem de ülkesi için bu gerekli ve önemlidir. Finansı bilen ve takip eden insan harcamayı bilen insandır.
Gereksiz harcamalardan kaçınmak günümüzde israfı önlemek ve kaynak yetersizliğinin önüne geçmek adına ciddi anlamda gerek duyulan bir davranıştır. Finans eğitimi ailede başlayıp okulda devam etmesi gereken bir eğitimdir. Dolayısıyla sadece üniversitede bir bölüm veya ders olarak değil ilkokul çağından itibaren gerçek anlamda öğretilmesi gerekir ki çocuk yaştan itibaren insanlar elindeki parayı doğru kullanmayı öğrenebilsinler.
Ayrıca okulda verilen eğitimle yetinmeyip, finans ve ekonomi konusunda yazılan kitapları okumak ve gerçekten işini bilen ekonomistleri dinlemek de bu eğitimin bir parçası olmalıdır. İnsanlık var oldukça ekonomi de var olacak ve gelişmeye devam edecektir. Bu nedenle ekonomik gelişmeleri bireysel olarak yakından takip etmeli ve çevremize de faydalı olmalıyız.