"Hipertansiyon, anne ve bebek ölümlerine neden oluyor"

Gebelik döneminde görülebilen hipertansiyonun, hem anne hem de bebek için tehlikeli sonuçlara neden olabileceğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum...

İSTANBUL, (DHA) - Gebelik döneminde görülebilen hipertansiyonun, hem anne hem de bebek için tehlikeli sonuçlara neden olabileceğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Soner Pul, "Tansiyonun yüksek olduğu zamanlarda damar duvarının işlevini sağlıklı yapmaması nedeni ile bebeğe yeterli miktarda besin ve oksijen geçmez, bebeğin büyümesi yavaşlar, iç organ gelişim ilerleyemez, bebeğin suyu azalır, bebek hareketleri azalır, bebek beynine yeterli kan gitmez ve hipoksi (oksijen azlığı) olur. Bazen bu damar yetmezliği o kadar ileri seviyelere gelir ki anne karnında bebek ölümü (IUMF) bile görülebilir" dedi.

Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Soner Pul, 17 Mayıs Hipertansiyon Günü nedeniyle gebelik döneminde görülebilen yüksek tansiyonun etkileri hakkında bilgi verdi. "Gebelik öncesi tansiyon problemi olmasa bile, gebeyken tansiyona mutlaka baktırmak, her hastane kontrolünde düzenli ölçümler yaptırmak önem taşıyor" diyen Pul, hamileliğin birçok kadında normal bir şekilde seyretse de bazen tehlikeli olabilen heyecanlı bir yolculuk olduğunu ifade etti.

Türkiye'de her üç yetişkinden birinde görülen yüksek tansiyonun kalp sorunları, beyin kanaması ve inme gibi sorunlara yol açabildiğini söyleyen Op. Dr. Soner Pul, "Gebelik sürecinde rutin kontrollerde hekimler tansiyonu yükselebilecek anne adaylarını tespit eder ve birtakım önlemler almaya çalışırlar. Hareketsiz yaşam tarzı olanlar, obezler ve hızlı kilo alanlar, diyabet (şeker hastalığı), gebelik şekeri olanlar, sinir ve stresli yaşamı olanlar riskli hastalardır" diye konuştu.

Normal bir tansiyonun 120 mmHg ve 80 mmHg olması gerektiğine değinen Op. Dr. Soner Pul, şöyle devam etti:

"Gebelikte tansiyonlar genelde bu değerden daha düşük olup 90/60 mmHg'ya kadar düşebilir. Gebelikte düşük tansiyon annede halsizlik, göz kararmaları, çarpıntı gibi şikayetlere sebep olabilir, tansiyon ne kadar düşükse belirtiler artar. Bu düşük tansiyon bol sıvı alımı ve besin düzenlenmesiyle kolaylıkla kontrol altına alınabilir, çoğu zaman bebek için de endişelenmeye gerek olmaz. Fakat 120/80 mmHg üzerinde olan tansiyon değerleri yüksek tansiyon değerleridir ve annede ve bebekte ciddi sıkıntılar yaratabilmektedir. Muhakkak takip edilmeli, uygun tedavi başlanmalıdır. Annenin 20. haftadan önce veya gebelik öncesi tansiyonu yüksekse "kronik hipertansiyon" denilmektedir. Eğer annenin tansiyonu 20. haftadan sonra yükselmeye başlarsa "preeklampsi", halk arasında "gebelik zehirlenmesi" deriz. Her iki durum da önemlidir ve ciddiye alınmalıdır."

Op. Dr. Soner Pul, anne karnındaki bebeğin büyümesi için gerekli olan besin ve oksijen plasenta yolu ile anneden bebeğe geçtiğini kaydetti.

YÜKSEK TANSİYON SADECE BEBEK DEĞİL ANNENİN DE PROBLEMİ

"Problem sadece bebek problemi de değildir" diyen Pul, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu yüksek tansiyon annede de beyin ödemi ve beyin kanamasına bağlı epilepsi hastası nöbeti tarzı kasılmalara, akciğer ödemine, kalp yetmezliğine, böbrek yetmezliğine, ödem ve retina kanamasına bağlı körlüğe yol açabilir. Karaciğeri saran kapsül içine kanama olabilir, karaciğerde yırtılma meydana gelebilir. Görüldüğü gibi yüksek tansiyon anne adayında birçok organı etkileyebilir ve bu kötü durumlar organ yetmezliklerine bağlı yavaş yavaş veya aniden olan anne ölümüne neden olabilir.

Her gebe takibinde sakin ve dinlenmiş vaziyette sağ koldan mutlaka tansiyon ölçülmelidir. Tansiyon ölçmek bu hastalığı tanımada en kolay yöntemdir. Ölçümün iki defa 140/90 mmHg ve üzeri çıkmasıyla tanı konulur. Daha yüksek seyretmesi, protein kaçağı olması, gözlerin önünde uçuşmalar, görme bulanıklıkları, baş ağrıları, şiddetli karın ağrıları ve nefes darlığı problemleri de eşlik etmeye başlarsa bu duruma "şiddetli preeklampsi" denir ve hastayı servise yatırmak gerekir. Tansiyonun yanı sıra, ultrason incelemesinde rahmi besleyen uterin arterlerde notch (çentiklenme) bulgusu, üçlü veya dörtlü test denilen tarama testlerindeki kan değerlerindeki yükseklikler, kan sayımında platelet düşüklüğü ve anemi, karaciğer ve böbrek testlerindeki yükseklikler, idrar tahlilinde "proteinüri" halk arasında "protein kaçağı" olması da şüpheler uyandırabilir."

MEDİKAL TEDAVİ BAŞLANIR

Op. Dr. Soner Pul, hipertansiyona karşı neler yapılması gerektiğini de belirterek, "Gebelikte yüksek tansiyon varsa öncelikle düzenli beslenme ve sakin yürüyüşler yapılmalı, stresli ortamlardan, aşırı yorgunluktan kaçınılacak şekilde yaşam koşulları düzenlenmeli ve istirahat edilmelidir. Evde tansiyon takibine devam edilmeli ve kadın doğum uzmanıyla paylaşılmalıdır. Buna rağmen tansiyonlar istenilen seviyede değilse medikal tedavi başlanmalıdır. Başlanan ilaç tedavisine rağmen cevap alınamayan durumlarda anne ve bebeğin durumu değerlendirilir, gerekirse doğum planlanabilir. Çünkü bu hastalığın kesin tedavisi doğumdur. Gebelik tansiyonu olan hastaların muhakkak tam teşekküllü hem erişkin hem yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan, kan bankası olan, ameliyat hizmetinin 24 saat verildiği, 3. basamak hastanelerde takip edilmesi doğrudur. Gebelik sürecinde tansiyon ciddi bir problemdir, ihmale gelmez. Dikkat etmekte ve ölçmekte fayda var" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı

Sağlık Haberleri