'Stoma torbası' ile yaşamını sürdürenlerden 'farkındalık' çağrısı

İZMİR'de yaşayan Kolostomili ve Ostomililer Derneği üyeleri, Ostomi Farkındalık Günü kapsamında bir araya geldi.

Nevra UÇKAÇ / İZMİR, (DHA)- İZMİR'de yaşayan Kolostomili ve Ostomililer Derneği üyeleri, Ostomi Farkındalık Günü kapsamında bir araya geldi. Vücut dışında sindirim sistemini tamamlayan kalıcı "stoma torbası" ile yaşayan kalın bağırsak kanseri tedavisi görenler, toplumda kendilerine karşı biraz daha farkındalık oluşmasını istedi. Nuran Özer (55), defalarca ameliyat geçirdiğini belirterek, "Yaklaşık 23 yıldır kullanıyorum. Hayatın sonu değil, aslolan yaşamak. Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer" dedi.

Ostomi Farkındalık Günü nedeniyle bir araya gelen, kalın bağırsaktaki hastalıklı kısmın alınıp ameliyatla karın ön duvarına dikilen torbayla yaşamlarına devam eden Kolostomili ve Ostomililer Derneği üyeleri, hem sorunlarını paylaştı hem de keyifli vakit geçirdi. Aynı sıkıntıları yaşadıkları için toplumdan duyarlılık beklediklerini ifade eden kolostomililer, şarkılarla dans edip eğlendi.

Dünyada her yıl ekim ayında bir günün Ostomi Farkındalık Günü olarak kutlandığını anlatan Kolostomili ve Ostomililer Derneği Başkanı Talat Cankıymaz (53), bu hastalıkla tanışan herkese yalnız olmadıklarını hissetirmek istediklerini kaydetti. Dernek olarak da farkındalık çalışmalarına devam ettiğini belirten Cankıymaz, "2002'de kolon kanseri hastalığına yakalandım. 2003'de kalıcı stoma torbası takıldı. Daha sonra karaciğer ve akciğer metastazları oldu. 21 yıldır stoma torbasıyla yaşıyorum. Hayata hiçbir zaman küsmedim, umudumu kaybetmedim. Ekim ayı dünya ostomi farkındalık ayıdır. Kader arkadaşlarımın sesini duyurmak istiyorum" dedi.

'TOPLUMUMUZ BİLİNÇSİZ'

Türkiye'de 400 bini aşkın stoma torbası kullanan kişi olduğunu söyleyen Cankıymaz, "Sesimizi duyurup yalnız olmadıklarını hissettirmek için farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Onlara hayatın güzelliklerini gösterelim. Böyle de yaşayan insanların olduğunu bilsinler. Ben, sağlık liselerinde okuyan kardeşlerimizi stomayla buluşturuyorum. Dışarda beni görenler stoma torbamı görmediği için benim durumumu bilmiyorlar. Toplumumuz bilinçsiz. İstemsiz gaz çıkışında bizi saygısızlıkla itham ediyorlar. Torbayı gösterdikten sonra özür dilemenin bir anlamı olmuyor. Biz zaten kanserle savaşıyoruz. Bilinçsiz insanlarla savaşmak da bizi yoruyor" diye konuştu.

'İKİNCİ YAŞAMIMDA ÇOK MUTLUYUM'

İkinci yaşamında olduğunu dile getiren Neşe Büyükdoğan (68) da 2009'dan beri stoma torbası taşıdığını belirterek, "41 yaşında kanser olduğumu öğrendim. Dün doğum günümdü. 68 yaşıma girdim ve ben hala kanserim. 2009 yılından beri torba taşıyorum. Işın tedavisi aldım, 7 yıl ileostomi taşıdım. 2016'dan beri de kolostomi taşıyorum. İkisi de kalıcıydı. Yer değiştirmek zorunda kaldılar. Ben çok rahatım. Üzülenleri motive edip, beyaz yalanlarla alıştırıyoruz. Benim kronik ishalim vardı, sokağa çıkamıyordum. Şimdi biraz sesi rahatsız ediyor. Dışarı çıkarken gaz yapacak şeyleri biliyorum, yemezsem sorun olmuyor. Bu bizim ikinci yaşamımız. İkinci yaşamımda çok mutluyum. Üzülen hastalara örnek oluyoruz. Beni görenler hiçbir şey anlamıyor. Ancak ben söylediğimde o şaşkınlık ifadesi hoşuma gidiyor."

'EN FAZLA 1 YIL YAŞAYABİLİRSİN, ALLAH'TAN ÜMİT KESİLMEZ" DEDİLER

İzmir'de yaşayan 3 çocuk annesi Cemile Anamer (52) de 5'inci sınıf öğrencisi 12 yaşındaki down sendromlu oğlu Ömer'in bakımıyla birebir kendisinin ilgilendiğini belirterek, onun yanında olduğu için mutlu olduğunu dile getirdi. 5 yıl önce hastalıkla tanıştığını anlatan Anamer, şöyle devam etti:

"Karnımda şişme oluyordu. Gaz sanıyordum. Çevremdekiler, "Bir baktır" dedi ama umursamadım. 2 yıl bu şişlik devam etti ve kabızlık şikayetlerim vardı. Sancı ve ağrılar başlayınca makatta tümör olduğu için acil ameliyata aldılar. 5 yıl önce dünyam başıma yıkıldı. Kalıcı olacağını ve kurtulma ihtimalimin düşük olduğunu söylediler. "En fazla 1 yıl yaşayabilirsin, Allah'tan ümit kesilmez" dediler. Zor bir süreçten geçtim. Özel gereksinimli oğluma, ablamlar baktı. Makat kapatıldı, karından aşağı yarıldı, bağırsak dışarı çıkarıldı. Büyük bir ameliyattı. Ameliyattan çıktığımda ağrılarım yüzünden hemşireye, "Beni öldür" dediğimi hatırlıyorum. Buna alışmak kolay değil. Bir yere gittiğimde zorlanıyorum. Hep tedbirli olmamız gerekiyor, kalabalıkta durmamaya çalışıyorum. Allah'ın takdiri, beni oğluma bağışladı."

'YAKINDA LAVABO OLAN YERLERE GİDİYORUM SADECE'

Yaklaşık 2,5 yıl önce kanama şikayetleriyle doktora başvurduğunu kaydeden 2 çocuk annesi Melek Sezgin (49) de "Fiziki muayenede rektum olduğunu öğrendim. Kolonoskopi yapıldı. 28 gün ışın tedavisiyle birlikte hap içtim. Daha sonra ameliyat oldum. Fazla dışarı çıkamıyorum. Sadece, yakındaki lavabo olan yerlere gidiyorum. Uzaktan bir akrabamda vardı. Ama çok bilgim yoktu" ifadelerini kullandı.

'BİZE BAKIŞ AÇISI ÇİRKİN'

2000'den beri kolostomi kullanan Nuran Özer ise defalarca ameliyat geçirdiğini belirterek, "Çok mücadele verdim bu torbadan kurtulmak için. Baktım olmuyor daha rahat nasıl yaşayabilirim diye çözümler aramaya başladım. Yaklaşık 23 yıldır kullanıyorum. Hayatın sonu değil, aslolan yaşamak. Ben bu şekilde hayatıma devam edeceğim. 10-12 kez ameliyat oldum. Bağırsaklarım bir içeri alındı, bir dışarı çıkarıldı, sonra rektum alındı. 2 oğlum var. Tüm kader arkadaşlarıma tavsiyem bu şekilde mutlu olmaya çalışsınlar. Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer" dedi. Toplumun kalın bağırsak hastalığıyla ilgili çok bilgilendirilmediğini ifade eden Özer, "Rencide ediliyoruz. Çünkü biz gaz çıkışını kontrol edemiyoruz. Tuvalet sorunumuz var. Bize bakış açısı çirkin. Televizyonlarda bu tür programların yaygınlaştırılmasını istiyorum. Kendimi eve kapatmadım. Kulaklarımı tıkadım. Görmemeye çalıştım çirkinlikleri" diye konuştu. (DHA)

FOTOĞRAFLI

Kaynak: Demirören Haber Ajansı

Sağlık Haberleri